- O toprağı diri ve canlı sanır,o toprak yığınının gözü,kulağı vardır zannına kapılır.
- حی و قایم داند او آن خاک را ** چشم و گوشی داند او خاشاک را
- پیش او هر ذرهی آن خاک گور ** گوش دارد هوش دارد وقت شور
- Onca o toprağın her zerresi duyar,o coştu mu,feryadını iştir,anlar.
- مستمع داند به جد آن خاک را ** خوش نگر این عشق ساحرناک را
- Ana,çocuğunun yeni mezarının toprağına anbean gözyaşlarıyla kapanır,yüzünü,gözünü sürer.
- آنچنان بر خاک گور تازه او ** دمبدم خوش مینهد با اشک رو
- Oğlu diriyken bile o canının canına, o can yavrusuna asla böyle yüzünü,gözünü sürmemiştir. 3270
- که بوقت زندگی هرگز چنان ** روی ننهادست بر پور چو جان
- Fakat bu ölümden birkaç gün geçti mi sevgisinin ateşi yatışır.
- از عزا چون چند روزی بگذرد ** آتش آن عشق او ساکن شود
- Ölüye karşı aşk ebedi olmaz ki.Sen,cana canlar katan diriyi sev.
- عشق بر مرده نباشد پایدار ** عشق را بر حی جانافزای دار
- Bu acı geçti mi o mezarın karşısında durmaktan yorgunluk gelir,uykusu gelir.Cansız bir şeyden ancak cansız bir şey doğar.
- بعد از آن زان گور خود خواب آیدش ** از جمادی هم جمادی زایدش
- Çünkü aşk,afsununu çalmış,gitmiştir.Ateş sönüverdi mi kül almıştır.
- زانک عشق افسون خود بربود و رفت ** ماند خاکستر چو آتش رفت تفت
- Gencin aynada gördüğünü ihtiyar,tamamiyle kerpiçte görür. 3275
- آنچ بیند آن جوان در آینه ** پیر اندر خشت میبیند همه