- Biz bildik ki şu tenden ibaret değiliz.Beden olmaksızın da Tanrı ile yaşarız. 3340
- ما بدانستیم ما این تن نهایم ** از ورای تن به یزدان میزییم
- Ne mutlu o kişiye ki kendi zatını tanıdı,ebedi emniyet sahasında bir köşk kurdu.
- ای خنک آن را که ذات خود شناخت ** اندر امن سرمدی قصری بساخت
- Çocuk,ceviz ve kuru üzüm için ağlar.Halbuki bu,büyük adama göre hiçbir şey değildir
- کودکی گرید پی جوز و مویز ** پیش عاقل باشد آن بس سهل چیز
- Gönüle göre de beden,cevizle kuru üzümdür.Çocuk,nerden büyüklerin bilgisine sahip olacak?
- پیش دل جوز و مویز آمد جسد ** طفل کی در دانش مردان رسد
- Kim,perde ardındaysa zaten çocuktur.Er ona derler ki kırılmaz.
- هر که محجوبست او خود کودکست ** مرد آن باشد که بیرون از شکست
- Bir adam,sakalla,hayayla erkek olsaydı keçinin de sakalı var,tüyü var.O da adam olurdu. 3345
- گر بریش و خایه مردستی کسی ** هر بزی را ریش و مو باشد بسی
- Halbuki o keçi,kötü bir kılavuz olur,kendisine uyanları ancak kasaba çeker,götürür.
- پیشوای بد بود آن بز شتاب ** میبرد اصحاب را پیش قصاب
- Sakalını tara,ben ilerigelen biriyim demek ister.Doğru ilerigelensin ama ölüme ve gama!
- ریش شانه کرده که من سابقم ** سابقی لیکن به سوی مرگ و غم
- Kendine gel de sakaldan vazgeç,kendine bir yol tut,bu benliği,bu teşvişi bırak.
- هین روش بگزین و ترک ریش کن ** ترک این ما و من و تشویش کن
- Bu suretle de aşıklar için gülsuyu kesil,gül bahçesine kılavuz ol,öne düş.
- تا شوی چون بوی گل با عاشقان ** پیشوا و رهنمای گلستان