English    Türkçe    فارسی   

5
3394-3403

  • Onun imanının bir katrası denize gitse deniz,o katrada gark olur.
  • قطره‌ای ز ایمانش در بحر ار رود  ** بحر اندر قطره‌اش غرقه شود 
  • Nitekim bir zerrecik ateş,ormanlara düşse o zerre,bütün ormanları yakar,yok eder. 3395
  • هم‌چو ز آتش ذره‌ای در بیشه‌ها  ** اندر آن ذره شود بیشه فنا 
  • Padişahın,yahut ordunun gönlündeki hayal gibi.O hayal de hayaldir ama savaşta düşmanları mahveder.
  • چون خیالی در دل شه یا سپاه  ** کرد اندر جنگ خصمان را تباه 
  • Muhammed'in yüzünde bir yıldızdır parladı,kafirlerin,çıfıtların gevherleri yok oldu.
  • یک ستاره در محمد رخ نمود  ** تا فنا شد گوهر گبر و جهود 
  • İmana erişen aman buldu,imana gelmiyenlerin şüphesi iki kat oldu.
  • آنک ایمان یافت رفت اندر امان  ** کفرهای باقیان شد دو گمان 
  • Önce gelenlerin halis küfrü kalmadı da yerini ya müslümanlık tuttu,ya korku..
  • کفر صرف اولین باری نماند  ** یا مسلمانی و یا بیمی نشاند 
  • Bu da hileyle suyu yağa karıştırmaktır.Bu örnekler,nurun zerresine eşit olamaz. 3400
  • این به حیله آب و روغن کردنیست  ** این مثلها کفو ذره‌ی نور نیست 
  • Zerre,bir cisimden ayrılmış,küçücük bir parçadan başka bir şey değildir.Zerre,taksim kabul etmiyen güneş olamaz ki.
  • ذره نبود جز حقیری منجسم  ** ذره نبود شارق لا ینقسم 
  • Zerre demekte bil ki gizli bir muradım var.Sen,denize mahrem değilsin,ancak köpüksün şimdi.
  • گفتن ذره مرادی دان خفی  ** محرم دریا نه‌ای این دم کفی 
  • Şeyhin parlak iman güneşi,şeyhin can doğusundan yüz gösterse,
  • آفتاب نیر ایمان شیخ  ** گر نماید رخ ز شرق جان شیخ