- Tanrı'nın suyla toprağı birleştirmesindeki hikmeti,niyazla,inattan hasıl olur.
- حکمتی که بود حق را ز ازدواج ** گشت حاصل از نیاز و از لجاج
- Ondan sonra daha başka birleşmeler meydana gelir ki onları ne kulak duymuştur,ne göz görmüştür.
- باشد آنگه ازدواجات دگر ** لا سمع اذن و لا عین بصر
- Kulak duysaydı kulak olarak kalır, yahut artık başka sözleri duyabilir miydi? 3430
- گر شنیدی اذن کی ماندی اذن ** یا کجا کردی دگر ضبط سخن
- Kar ve buz, güneşi görseydi buzluktan ümidini keser giderdi.
- گر بدیدی برف و یخ خورشید را ** از یخی برداشتی اومید را
- Damarlarına, iliklerine kadar su kesilirdi de bava Davud'u, ondan zırh yapardı.
- آب گشتی بیعروق و بیگره ** ز آب داود هوا کردی زره
- Her ağacın canına derman olurdu. Her ağaç, onun kudumiyle devlet bulurdu.
- پس شدی درمان جان هر درخت ** هر درختی از قدومش نیکبخت
- Halbuki o donmuş buz, öylece kalakaldı da ağaçlara, bana dokunmayın demeye başladı.
- آن یخی بفسرده در خود مانده ** لا مساسی با درختان خوانده
- O buz gibi donup kalan adamın cismi de ne bir şeyle uyuşup birleşir, ne de bir şey, onunla uzlaşır.O, ancak kendi nefsinin hırsı peşindedir. 3435
- لیس یالف لیس یلف جسمه ** لیس الا شح نفس قسمه
- O da faydasız değildir, ondan da ciğerler tazelenir. Fakat yeşillik çavuşu da değildir, yeşillik padişahı da değil.
- نیست ضایع زو شود تازه جگر ** لیک نبود پیک و سلطان خضر
- Eyaz, senin yıldızın, pek yücedir. Her burç, ona durak olamaz.
- ای ایاز استارهی تو بس بلند ** نیست هر برجی عبورش را پسند