- Esirgeyici, yoksulları korur, adaletli, altınlar, inciler bağışlayıcı, deryadil bir adamdı. 3440
- مشفقی مسکیننوازی عادلی ** جوهری زربخششی دریادلی
- Erlerin padişahı, inanmış adamların beyi, yol bilir,sırdan anlar, dostlarını görür gözetir bir zattı.
- شاه مردان و امیرالمومنین ** راهبان و رازدان و دوستبین
- İsa'nın zamanı, Mesih'in devriydi. Halkın gönlünü alan, kimseyi incitmemeye gayret eden o güzel beye,
- دور عیسی بود و ایام مسیح ** خلق دلدار و کمآزار و ملیح
- Bir gece ansızın konuk geldi. O konuk da onun gibi hoş ve iyi bir beydi.
- آمدش مهمان بناگاهان شبی ** هم امیری جنس او خوشمذهبی
- Neşelensinler diye şarap içmek istediler. O zaman şarap helâldi.
- باده میبایستشان در نظم حال ** باده بود آن وقت ماذون و حلال
- Şarapları azdı, dedi ki: Köle, yürü, testiyi doldur,bize şarap getir. 3445
- بادهشان کم بود و گفتا ای غلام ** رو سبو پر کن به ما آور مدام
- Filân keşişte halis şarap var. Ondan al da canımız, ileri gelenlerin derdinden de halâs olsun, halkın derdinden de.
- از فلان راهب که دارد خمر خاص ** تا ز خاص و عام یابد جان خلاص
- O keşişin şarabının bir katrası, binlerce testi, binlerce küp şarabın yaptığını yapar.
- جرعهای زان جام راهب آن کند ** که هزاران جره و خمدان کند
- O şarapta gizli bir maya var, nitekim bazı erler vardır ki aba altında sultandır onlar.
- اندر آن می مایهی پنهانی است ** آنچنان که اندر عبا سلطانی است
- Sen, paramparça hırkaya az bak. Anlaşılmasın diye altının da yüzünü karartırlar.
- تو بدلق پارهپاره کم نگر ** که سیه کردند از بیرون زر