- Orada kendi kendine dedi ki: Adamın çirkinliğini, yüzüne karşı ancak ayna söyliyebilir, çünkü onun yüzü serttir. 3505
- گفت در رو گفتن زشتی مرد ** آینه تاند که رو را سخت کرد
- Ayna gibi demirden bir yüz gerek ki sana çirkin yüzüne bak desin.
- روی باید آینهوار آهنین ** تات گوید روی زشت خود ببین
- Delkak'ın, Seyyid Şah-ı Tirmiz'i mat etmesi
- حکایت مات کردن دلقک سید شاه ترمد را
- Padişah, Delkak'le satranç oynardı. Delkak, padişahı mat etti mi padişah, derhal kızardı.
- شاه با دلقک همی شطرنج باخت ** مات کردش زود خشم شه بتاخت
- Bunu kibrine yediremez, tu Allah müstehakını versin diye satranç taşlarını birer birer Delkak'in başına vururdu.
- گفت شه شه و آن شه کبرآورش ** یک یک از شطرنج میزد بر سرش
- Al, işte şahın bu senin bu kaltaban derdi. Delkak, aman padişahım der, sabrederdi.
- که بگیر اینک شهت ای قلتبان ** صبر کرد آن دلقک و گفت الامان
- Bir gün, yine padişah mat oldu. Bir oyun daha oynamalarını emretti. Delkak, zemheride çıplak kalmış adam gibi tirtir titriyordu. 3510
- دست دیگر باختن فرمود میر ** او چنان لرزان که عور از زمهریر
- Bir oyun daha oynadı, yine padişah yutuldu. Tu Allah müstehakını versin zamanı gelince,
- باخت دست دیگر و شه مات شد ** وقت شه شه گفتن و میقات شد
- Delkak, sıçradı, bir köşeye kaçtı; korkusundan altı tane halının altına girdi.
- بر جهید آن دلقک و در کنج رفت ** شش نمد بر خود فکند از بیم تفت
- Yastıklarla o altı halının altına gizlenip padişahın .satranç taşlarından aman buldu.
- زیر بالشها و زیر شش نمد ** خفت پنهان تا ز زخم شه رهد
- Padişah, ne yapıyorsun, bu ne? deyince, padişahım dedi. Tu Allah müstehakını versin!
- گفت شه هی هی چه کردی چیست این ** گفت شه شه شه شه ای شاه گزین