English    Türkçe    فارسی   

5
3505-3514

  • Orada kendi kendine dedi ki: Adamın çirkinliğini, yüzüne karşı ancak ayna söyliyebilir, çünkü onun yüzü serttir. 3505
  • گفت در رو گفتن زشتی مرد  ** آینه تاند که رو را سخت کرد 
  • Ayna gibi demirden bir yüz gerek ki sana çirkin yüzüne bak desin.
  • روی باید آینه‌وار آهنین  ** تات گوید روی زشت خود ببین 
  • Delkak'ın, Seyyid Şah-ı Tirmiz'i mat etmesi
  • حکایت مات کردن دلقک سید شاه ترمد را 
  • Padişah, Delkak'le satranç oynardı. Delkak, padişahı mat etti mi padişah, derhal kızardı.
  • شاه با دلقک همی شطرنج باخت  ** مات کردش زود خشم شه بتاخت 
  • Bunu kibrine yediremez, tu Allah müstehakını versin diye satranç taşlarını birer birer Delkak'in başına vururdu.
  • گفت شه شه و آن شه کبرآورش  ** یک یک از شطرنج می‌زد بر سرش 
  • Al, işte şahın bu senin bu kaltaban derdi. Delkak, aman padişahım der, sabrederdi.
  • که بگیر اینک شهت ای قلتبان  ** صبر کرد آن دلقک و گفت الامان 
  • Bir gün, yine padişah mat oldu. Bir oyun daha oynamalarını emretti. Delkak, zemheride çıplak kalmış adam gibi tirtir titriyordu. 3510
  • دست دیگر باختن فرمود میر  ** او چنان لرزان که عور از زمهریر 
  • Bir oyun daha oynadı, yine padişah yutuldu. Tu Allah müstehakını versin zamanı gelince,
  • باخت دست دیگر و شه مات شد  ** وقت شه شه گفتن و میقات شد 
  • Delkak, sıçradı, bir köşeye kaçtı; korkusundan altı tane halının altına girdi.
  • بر جهید آن دلقک و در کنج رفت  ** شش نمد بر خود فکند از بیم تفت 
  • Yastıklarla o altı halının altına gizlenip padişahın .satranç taşlarından aman buldu.
  • زیر بالشها و زیر شش نمد  ** خفت پنهان تا ز زخم شه رهد 
  • Padişah, ne yapıyorsun, bu ne? deyince, padişahım dedi. Tu Allah müstehakını versin!
  • گفت شه هی هی چه کردی چیست این  ** گفت شه شه شه شه ای شاه گزین