- Oğul ferahlamak istiyorsan cüppeni yırt da o saflıktan hemencecik baş çıkarsın.
- روح خواهی جبه بشکاف ای پسر ** تا از آن صفوت برآری زود سر
- Sofi saflığı dileyen kişidir. Sofilik, sof elbiseyle, terzilikle, yavaş yavaş yürümekle olmaz.
- هست صوفی آنک شد صفوتطلب ** نه از لباس صوف و خیاطی و دب
- Fakat bu alçak ve aşağılık kişilerce sofuluk, terzilikten ve oğlancılıktan ibarettir.
- صوفیی گشته به پیش این لام ** الخیاطه واللواطه والسلام
- Fakat o saflık, o iyi ad, san hayaliyle bu renge bürünmek de iyidir ama, 365
- بر خیال آن صفا و نام نیک ** رنگ پوشیدن نکو باشد ولیک
- O hayalle asla kadar gitmek şartıyla. Kat kat hayale tapanlar gibi değil.
- بر خیالش گر روی تا اصل او ** نی چو عباد خیال تو به تو
- Hayal, seni güzellik otağının çevresine sokulmaktan men eden gayret çavuşudur.
- دور باش غیرتت آمد خیال ** گرد بر گرد سراپردهی جمال
- O, her arayanın yolunu, yol yok, diye keser. Onun hayali geldi mi, sana, dur, der.
- بسته هر جوینده را که راه نیست ** هر خیالش پیش میآید بیست
- Ancak kulağı delik ve anlayışlı kişiyi durdurmaz. Çünkü o, Allah yardımı askerine sığınmış, o sayede coşup köpürmüştür.
- جز مگر آن تیزکوش تیزهوش ** کش بود از جیش نصرتهاش جوش
- O, ne hayallerden ürker, sıçrar, ne de padişahlık taslar. Padişahın nişane olarak verdiği oku gösterir, yoluna gider. 370
- نجهد از تخییلها نی شه شود ** تیر شه بنماید آنگه ره شود
- Allahm, bu şaşkın gönle bir ok bağışla, bu iki kat olmuş yaylara bir ok ver.
- این دل سرگشته را تدبیر بخش ** وین کمانهای دوتو را تیر بخش