- Senin burcunda konakladı mı onun talihi gibi sen de tatlı bir hale, gel, çevikleş.
- آن زمان که او مقیم برج تست ** باش همچون طالعش شیرین و چست
- Böyle hareket et de o yıldız, aya gitti, ulaştı mı o gönül sultanına senden şükür etsin.
- تا که با مه چون شود او متصل ** شکر گوید از تو با سلطان دل
- Sabırlı ve her şeye razı olan Eyyub, tam yedi yıl Tanrı konuğunu, belâyı hoş tuttu.
- هفت سال ایوب با صبر و رضا ** در بلا خوش بود با ضیف خدا
- O sert ve yüzü pek âlâ da Tann'ya dönünce ondan yüzlerce çeşit şükürlerde bulundu da, 3690
- تا چو وا گردد بلای سخترو ** پیش حق گوید به صدگون شکر او
- Dedi ki: Eyyub, ben sevgililerini öldürdüğüm halde sevgisinden bir kere bile yüzünü çevirmedi.
- کز محبت با من محبوب کش ** رو نکرد ایوب یک لحظه ترش
- Tanrı bilgisine vefakârlıkta bulundu, utancından belâ ile âdeta sütle bal gibi kaynaştı, karıştı.
- از وفا و خجلت علم خدا ** بود چون شیر و عسل او با بلا
- Senin de gönlüne yeniden yeniye belâlar geldikçe o belâları güle güle karşıla.
- فکر در سینه در آید نو به نو ** خند خندان پیش او تو باز رو
- Ey yaradanım, beni o belânın şerrinden sakla bekle. O yüzden gelecek ihsanları bana haram etme, beni o lûtuflara kavuştur.
- که اعذنی خالقی من شره ** لا تحرمنی انل من بره
- Rabbim, uğradığım belâlara karşı lütfet de şükredeyim, geçip giderse ona hasret çekmeyeyim de. 3695
- رب اوزعنی لشکر ما اری ** لا تعقب حسرة لی ان مضی
- O suratı asık derdi koru. O acılığı şeker gibi tatlı say.
- آن ضمیر رو ترش را پاسدار ** آن ترش را چون شکر شیرین شمار