- Dişleriyle boğazını dişlemede. Sofi, kâfirin altına düşmüş, aklı başından gitmiş.
- گبر میخایید با دندان گلوش  ** صوفی افتاده به زیر و رفته هوش 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Eli bağlı kâfir, bir kedi gibi, elinde mızrak olmadığı halde onu berbadetmiş,
- دستبسته گبر و همچون گربهای  ** خسته کرده حلق او بیحربهای 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Dişleriyle onu yarı öldürmüş. Boynundan akan kanla sakalı kıpkırmızı kesilmiş.   3755
- نیم کشتش کرده با دندان اسیر  ** ریش او پر خون ز حلق آن فقیر 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Sen de eli bağlı olan nefsinin elinde tıpkı o sofi gibi alta düşmüş, kendinden geçmişsin.
- همچو تو کز دست نفس بسته دست  ** همچو آن صوفی شدی بیخویش و پست 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Yoldaki bir tepecikten âciz kalmışsın. Halbuki önünde yüz binlerce dağ var.
- ای شده عاجز ز تلی کیش تو  ** صد هزاران کوهها در پیش تو 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bu kadarcık bir tepeden korkup ölüye döndün, önünde aşılacak dağ gibi beller var, nasıl gideceksin?
- زین قدر خرپشته مردی از شکوه  ** چون روی بر عقبههای همچو کوه 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Gaziler, hiddete gelip derhal acımadan o kâfiri kılıçlayıp öldürdüler.
- غازیان کشتند کافر را بتیغ  ** هم در آن ساعت ز حمیت بیدریغ 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Kendine gelsin diye de sofinin yüzüne sular saçtılar, gül sulan serptiler.   3760
- بر رخ صوفی زدند آب و گلاب  ** تا به هوش آید ز بیخویشی و خواب 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Sofi, kendine gelip onları görünce ne oldu yahu? diye sordular.
- چون به خویش آمد بدید آن قوم را  ** پس بپرسیدند چون بد ماجرا 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Ey aziz, Tanrı hakkı için bu ne hal? Neden böyle bu derece kendinden geçtin?
- الله الله این چه حالست ای عزیز  ** این چنین بیهوش گشتی از چه چیز