- Şehitliğin kısmet olmadığını anlayınca halvete gittim, çileye girdim. 3785
- چون شهیدی روزی جانم نبود ** رفتم اندر خلوت و در چله زود
- Kendimi büyük savaşa attım, riyazata, zayıflamaya koyuldum.
- در جهاد اکبر افکندم بدن ** در ریاضت کردن و لاغر شدن
- Halvetteyken kulağıma gazilerin savaşa giderken çaldıkları davul sesleri geldi.
- بانگ طبل غازیان آمد به گوش ** که خرامیدند جیش غزوکوش
- Sabah çağıydı, can kulağımla duydum, nefsim, içimden seslendi.
- نفس از باطن مرا آواز داد ** که به گوش حس شنیدم بامداد
- Kalk, savaş zamanı geldi, yürü. Kendini savaşa at.
- خیز هنگام غزا آمد برو ** خویش را در غزو کردن کن گرو
- Dedim ki: Ey vefasız habis nefis, savaşa meyletme nerde, sen nerdesin? 3790
- گفتم ای نفس خبیث بیوفا ** از کجا میل غزا تو از کجا
- Ey nefis, doğru söyle, bu hilebazlık, nedir? Yoksa şehvete düşkün nefis, ibadete yanaşmaz bile.
- راست گوی ای نفس کین حیلتگریست ** ورنه نفس شهوت از طاعت بریست
- Doğru söylemezsen üstüne saldırır, seni riyazatla adamakıllı sıkar, sıkıştırırım.
- گر نگویی راست حمله آرمت ** در ریاضت سختتر افشارمت
- O anda nefsim, içimden seslendi, dilsiz, ağızsız, fasih bir surette söz söylemekteydi:
- نفس بانگ آورد آن دم از درون ** با فصاحت بیدهان اندر فسون
- Beni her gün burada öldürüp duruyorsun. Canıma, kâfirlere yapılan eziyetleri yapıyorsun.
- که مرا هر روز اینجا میکشی ** جان من چون جان گبران میکشی