English    Türkçe    فارسی   

5
3831-3840

  • Bir kovucu, Mısır halifesine, Musul padişahının: huri gibi bir cariyesi olduğunu söyleyip dedi ki:
  • Onun bir cariyesi var ki âlemde onun gibi güzel yok.
  • Güzelliğinin haddi yok, söze sığmaz, anlatılmaz ki. işte resmi, şu kâğıtta, bir bak!
  • O ulu halife, kâğıttaki resmi görünce hayran oldu, elindeki kadeh düştü.
  • Derhal Musul'a büyük bir orduyla bir er gönderdi. 3835
  • Eğer o ay parçasını sana teslim etmezse orasını tamamiyle yak yık.
  • Verirse bir şey yapma, bırak, yalnız o ay parçasını getir de yeryüzündeyken ayı kucaklayayım dedi.
  • Er, binlerce Rüstem'le, davul ve bayraklarla yola düştü, Musul'a yollandı.
  • Sayısız asker, şehri mahvetmek üzere tarlama çevresine üşüşen çekirgeler gibi oraya üşüştüler.
  • Savaş için her yana Kafdağı gibi mancınıklar kurdurdu. 3840