- Şehvet, bu ovada davul dövdü mü akıl dediğin ne oluyor ki a turpoğlu turp:
- چون زند شهوت درین وادی دهل ** چیست عقل تو فجل ابن الفجل
- Yüzlerce halife, o anda o erin ateşli gözüne bir sinekten aşağı görünür.
- صد خلیفه گشته کمتر از مگس ** پیش چشم آتشینش آن نفس
- O kadına tapan er şalvarını çıkarıp cariyenin ayak ucuna oturdu. 3880
- چون برون انداخت شلوار و نشست ** در میان پای زن آن زنپرست
- Aleti, dosdoğru gideceği yere giderken orduda bir gürültü, bir kızılca kıyamettir koptu.
- چون ذکر سوی مقر میرفت راست ** رستخیز و غلغل از لشکر بخاست
- Er sıçradı, götü başı açık bir halde ateş gibi Zülfikar elinde dışarı çıktı.
- برجهید و کونبرهنه سوی صف ** ذوالفقاری همچو آتش او به کف
- Birde ne görsün, ormandan kara bir erkek aslan, kendisini ordunun içine kapmış koyvermiş.
- دید شیر نر سیه از نیستان ** بر زده بر قلب لشکر ناگهان
- Atlar, ürküp köpürmüşler, her çadır ve ahır yeri yıkılmış, herkes birbirine girmiş.
- تازیان چون دیو در جوش آمده ** هر طویله و خیمه اندر هم زده
- Erkek aslan, ormanın gizli bir yerinden fırlamış, havaya deniz dalgası gibi tam yirmi arşın sıçramıştı. 3885
- شیر نر گنبذ همیکرد از لغز ** در هوا چون موج دریا بیست گز
- Er, pek yiğitti, aldırış bile etmeden sarhoş bir erkek aslan gibi aslanın önünü kesti.
- پهلوان مردانه بود و بیحذر ** پیش شیر آمد چو شیر مست نر
- Kılıçla bir vurdu, başını ikiye böldü. Derhal o ay yüzlü dilberin bulunduğu çadıra koştu.
- زد به شمشیر و سرش را بر شکافت ** زود سوی خیمهی مهرو شتافت