English    Türkçe    فارسی   

5
3889-3898

  • Öyle bir aslanla savaştı da erliği, yine sönmedi, hâlâ ayaktaydı.
  • با چنان شیری به چالش گشت جفت  ** مردی او مانده بر پای و نخفت 
  • O tatlı ve ay yüzlü güzel, onun erliğine şaşıp kaldı. 3890
  • آن بت شیرین‌لقای ماه‌رو  ** در عجب در ماند از مردی او 
  • İstekle ona kendisini teslim etti. O anda o iki can, birleştiler..
  • جفت شد با او به شهوت آن زمان  ** متحد گشتند حالی آن دو جان 
  • Bu iki canın birbirleriyle birleşmesi yüzünden gayıptan bir başka can gelir erişir.
  • ز اتصال این دو جان با همدگر  ** می‌رسد از غیبشان جانی دگر 
  • Kadının rahminde meniyi kabule mâni bir şey yoksa bu can, doğuş yoliyle gelir, yüz gösterir.
  • رو نماید از طریق زادنی  ** گر نباشد از علوقش ره‌زنی 
  • Her nerde iki adam, sevgiyle, yahut kinle birleşseler, bir üçüncü can, mutlaka doğar.
  • هر کجا دو کس به مهری یا به کین  ** جمع آید ثالثی زاید یقین 
  • Fakat o suretler, gayp âleminde doğarlar. Oraya varınca onları gözünle de görürsün. 3895
  • لیک اندر غیب زاید آن صور  ** چون روی آن سو ببینی در نظر 
  • O sonuçlar, senin birleşmelerinden doğdu. Kendine gel de her eşe hemen sevinme.
  • آن نتایج از قرانات تو زاد  ** هین مگرد از هر قرینی زود شاد 
  • Vaktini bekle. O zürriyetlerin sana ulaşacağından emin ol.
  • منتظر می‌باش آن میقات را  ** صدق دان الحاق ذریات را 
  • Onlar, amelden ve sebeplerden doğmuşlardır. Her birinin sözü vardır, mekânı vardır.
  • کز عمل زاییده‌اند و از علل  ** هر یکی را صورت و نطق و طلل