English    Türkçe    فارسی   

5
3965-3974

  • Cariye âciz kalınca ahvali anlattı. O yüz Zâl'e bedel olan Rüstem'in erliğini söyledi. 3965
  • Yoldaki gerdeği, o sırada vukua gelen halleri bîr bir nakletti.
  • Erin kılıcını çekip gidişini, aslanı öldürdükten sonra gelişini, aletinin hâlâ gergedan boynuzu gibi ayakta olduğunu söyledi.
  • Ondan sonra namuslu Halifenin gevşekliğini ve farenin bir çıtırtısından aletinin söndüğünü görünce dayanamayıp güldüğünü bildirdi.
  • Tanrı sırları meydana çıkarır. Mademki sonunda bitecek, kötü tohum ekme.
  • Su, bulut, ateş ve bu güneş, sırlan toprağın altından çıkarır. 3970
  • Yaprakların dökülmesinden sonra gelen bahar, kıyametin varlığına bir delildir.
  • Bahar, o sırları meydana kor, şu yeryüzü ne yediyse rüsvay olur;
  • Yedikleri, ağzından, dudaklarından biter, çıkar. içindeki neyse meydana gelir.
  • Her ağacın kökündeki sır ve o ağacın yemişi tamamiyle üstünde görünür.