- Hırsız, darağacının ayağı gibi midir? İbadet, ebedî cennete benzer mi?
- کی بود دزدی به شکل پایدار ** کی بود طاعت چو خلد پایدار
- Hiçbir asıl esere benzemez. Şu halde zahmetin ve baş ağrısını aslını bilemezsin. 3985
- هیچ اصلی نیست مانند اثر ** پس ندانی اصل رنج و درد سر
- Fakat bu mücazat, mükâfat, bir aslı olmadan vücuda gelmez. Tanrı, hiçbir suçsuz kulunu incitmez.
- لیک بیاصلی نباشدت این جزا ** بیگناهی کی برنجاند خدا
- Asıl neyse, o şeyi çeken odur. Ona benzemez ama ondandır.
- آنچ اصلست و کشندهی آن شی است ** گر نمیماند بوی هم از وی است
- Şu halde bil ki çektiğin zahmet, yaptığın suçun sonucudur. Sana inen bu tokat bir şehvetten ötürüdür.
- پس بدان رنجت نتیجهی زلتیست ** آفت این ضربتت از شهوتیست
- İbret almaz, o suçu bilmezsen bile hiç olmazsa derhal ağlayıp sızlamaya koyul, yarlıganma dile.
- گر ندانی آن گنه را ز اعتبار ** زود زاری کن طلب کن اغتفار
- Secde et, yüzlerce defa Yarabbi de, bu gam, yaptığım suçun karşılığıdır ancak! 3990
- سجده کن صد بار میگوی ای خدا ** نیست این غم غیر درخورد و سزا
- Ey rabbim, sen zulümden, sitemden temizsin. Nasıl olur da suçsuz olarak insana bir dert, bir gam verirsin?
- ای تو سبحان پاک از ظلم و ستم ** کی دهی بیجرم جان را درد و غم
- Ben suçu belli beyan bilmiyorum, fakat bu derde sebep de mutlaka bir suçtur.
- من معین میندانم جرم را ** لیک هم جرمی بباید گرم را
- Sebebi örttüğün gibi o suçu da ört.
- چون بپوشیدی سبب را ز اعتبار ** دایما آن جرم را پوشیده دار