- Mevkiime güvenip başkalarının eşine kasdettim. Bu kasıt, bana döndü, kuyuya düştüm.
- قصد جفت دیگران کردم ز جاه ** بر من آمد آن و افتادم به چاه
- Başkasının kapısını dövdüm, o da tuttu, benim kapımı dövdü.
- من در خانهی کسی دیگر زدم ** او در خانهی مرا زد لاجرم
- Kim, başkalarının karısına kötülük ederse bil ki kendi karısına pezevenklik eder.
- هر که با اهل کسان شد فسقجو ** اهل خود را دان که قوادست او
- Çünkü bir kötülüğün cezası, tıpkı onun gibi olan bir kötülüğe uğramaktır. Suçun cezası, o suçun misli olur. 4000
- زانک مثل آن جزای آن شود ** چون جزای سیه مثلش بود
- Sen, başkasının karısını, bir sebeple kendine çektin mi aynen sen de onun gibi, hattâ ondan da üstün bir deyyussun.
- چون سبب کردی کشیدی سوی خویش ** مثل آن را پس تو دیوثی و بیش
- Ben, Musul padişahının cariyesini zorla aldım, benden de onu derhal aldılar.
- غصب کردم از شه موصل کنیز ** غصب کردند از من او را زود نیز
- Emniyet ettiğim bir adam olan lalam, hain çıktı, bana hıyanette bulundu.
- او کامین من بد و لالای من ** خاینش کرد آن خیانتهای من
- Kin gütme, öç alma zamanı değil. Ben kendi elimle bir ham iştir, yaptım.
- نیست وقت کینگزاری و انتقام ** من به دست خویش کردم کار خام
- O beye de kin güdersem yapacağım zulüm, yine başıma gelir. 4005
- گر کشم کینه بر آن میر و حرم ** آن تعدی هم بیاید بر سرم
- Şu ceza, bir kere başıma geldi ya, bunu sınadım, artık sınanmışı tekrar sınamam.
- همچنانک این یک بیامد در جزا ** آزمودم باز نزمایم ورا