- Ben, Musul padişahının cariyesini zorla aldım, benden de onu derhal aldılar.
- غصب کردم از شه موصل کنیز ** غصب کردند از من او را زود نیز
- Emniyet ettiğim bir adam olan lalam, hain çıktı, bana hıyanette bulundu.
- او کامین من بد و لالای من ** خاینش کرد آن خیانتهای من
- Kin gütme, öç alma zamanı değil. Ben kendi elimle bir ham iştir, yaptım.
- نیست وقت کینگزاری و انتقام ** من به دست خویش کردم کار خام
- O beye de kin güdersem yapacağım zulüm, yine başıma gelir. 4005
- گر کشم کینه بر آن میر و حرم ** آن تعدی هم بیاید بر سرم
- Şu ceza, bir kere başıma geldi ya, bunu sınadım, artık sınanmışı tekrar sınamam.
- همچنانک این یک بیامد در جزا ** آزمودم باز نزمایم ورا
- Musul padişahının derdi, boynumu kırdı âdeta. Artık başkasını incitmem.
- درد صاحب موصلم گردن شکست ** من نیارم این دگر را نیز خست
- Tanrı, bize mükâfatı anlattı. "Döner, kötülüğe gelirseniz biz de cezanızı veririz" dedi.
- داد حقمان از مکافات آگهی ** گفت ان عدتم به عدنا به
- Burada ileri gitmek, faydasızdır. Sabırdan, merhametten başka iyi bir iş yok.
- چون فزونی کردن اینجا سود نیست ** غیر صبر و مرحمت محمود نیست
- Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik, bir hatada bulunduk. Ey merhameti büyük Tanrı, bize acı! 4010
- ربنا انا ظلمنا سهو رفت ** رحمتی کن ای رحیمیهات رفت
- Ben onu affettim, sen de yeni suçumu da affet, eski suçlarımı da.
- عفو کردم تو هم از من عفو کن ** از گناه نو ز زلات کهن