- Eyaz'ın yenlerinde taş vardı. Derhal onları çıkarıp mücevheri kırdı, unufak etti.
- سنگها در آستین بودش شتاب ** خرد کردش پیش او بود آن صواب
- Belki o saf ve temiz delikanlı, bu işi rüyada görmüştü de yenine, koltuğuna iki taş gizlemişti.
- یا به خواب این دیده بود آن پر صفا ** کرده بود اندر بغل دو سنگ را
- Yusuf gibi hani. O da işinin sonunun nereye varacağını kuyu dibinde görmüştü.
- همچو یوسف که درون قعر چاه ** کشف شد پایان کارش از اله
- Kime fetih ve zafer, haber verirse onca murada erme de birdir, ermeme de.
- هر که را فتح و ظفر پیغام داد ** پیش او یک شد مراد و بیمراد
- Kimin payandası, sevgilinin, vuslatı olursa o, kırılmadan, savaşmadan ne korkacak? 4060
- هر که پایندان وی شد وصل یار ** او چه ترسد از شکست و کارزار
- Karşısındakini mat edeceğini iyice bilen, at gitmiş, fil gitmiş, aldırır mı? Onca bunlar, zaten saçma şeylerdir.
- چون یقین گشتش که خواهد کرد مات ** فوت اسپ و پیل هستش ترهات
- At arayan, atını alıp götürse al götür der, önüne düşecek o at değil ya.
- گر برد اسپش هر آنک اسپجوست ** اسپ رو گو نه که پیش آهنگ اوست
- İnsan, atla bir soydan olur mu? Adamın ata olan sevgisi, öne geçmek içindir.
- مرد را با اسپ کی خویشی بود ** عشق اسپش از پی پیشی بود
- Suretler için bu kadar elem çekme. Suret baş ağrısı olmaksızın mânayı elde et.
- بهر صورتها مکش چندین زحیر ** بیصداع صورتی معنی بگیر
- Zahit, işin sonunu düşünür. Soru, hesab günü hâlim ne olacak diye dertlenir. 4065
- هست زاهد را غم پایان کار ** تا چه باشد حال او روز شمار