- Aflar, senin affını överler, insanlar, sakının, ona benzer, ona eşit yoktur.
- عفوها گفته ثنای عفو تو ** نیست کفوش ایها الناس اتقوا
- Onların canlarını sen bağışla, huzurundan da kovma. Ey muradına erişen, senin damağının tadıdır onlar.
- جانشان بخش و ز خودشان هم مران ** کام شیرین تو اند ای کامران
- Yüzünü görene acı, nasıl olur da seni gören, acı ayrılığını çekebilir?
- رحم کن بر وی که روی تو بدید ** فرقت تلخ تو چون خواهد کشید
- Ayrılıktan bahsediyorsun, ne yaparsan yap da bunu yapma.
- از فراق و هجر میگویی سخن ** هر چه خواهی کن ولیکن این مکن
- Senin tuzağına tutulup yüz binlerce defa ölmek bile senden ayrılmaya bedel olamaz. 4115
- صد هزاران مرگ تلخ شصت تو ** نیست مانند فراق روی تو
- Ey suçluların feryadına yetişen, ayrılık acısını erlerden de uzaklaştır, kadınlardan da.
- تلخی هجر از ذکور و از اناث ** دور دار ای مجرمان را مستغاث
- Senin vuslatını umarak ölmek hoştur. Fakat ayrılığının acısı, ateşin üstündedir.
- بر امید وصل تو مردن خوشست ** تلخی هجر تو فوق آتشست
- Kâfir bile cehennemde bana bir baksaydın cehennemde olduğuma gam mı çekerdim deyip durur.
- گبر میگوید میان آن سقر ** چه غمم بودی گرم کردی نظر
- Çünkü o bakış, bütün eziyetleri tatlılaştırır; büyücülerin el ve ayaklarının kan diyetidir o bakış.
- کان نظر شیرین کنندهی رنجهاست ** ساحران را خونبهای دست و پاست
- Firavun, büyücüleri öldüreceği zaman onlar, "Zararı yok.. Biz, Tanrımıza döneriz" dediler, bunun tefsiri
- تفسیر گفتن ساحران فرعون را در وقت سیاست با او کی لا ضیر انا الی ربنا منقلبون
- Gökyüzü "Zararı yok" sesini duydu. Gökyüzü, sanki o savlıcana bir top kesildi. 4120
- نعرهی لا ضیر بشنید آسمان ** چرخ گویی شد پی آن صولجان