- Senin tuzağına tutulup yüz binlerce defa ölmek bile senden ayrılmaya bedel olamaz. 4115
- صد هزاران مرگ تلخ شصت تو ** نیست مانند فراق روی تو
- Ey suçluların feryadına yetişen, ayrılık acısını erlerden de uzaklaştır, kadınlardan da.
- تلخی هجر از ذکور و از اناث ** دور دار ای مجرمان را مستغاث
- Senin vuslatını umarak ölmek hoştur. Fakat ayrılığının acısı, ateşin üstündedir.
- بر امید وصل تو مردن خوشست ** تلخی هجر تو فوق آتشست
- Kâfir bile cehennemde bana bir baksaydın cehennemde olduğuma gam mı çekerdim deyip durur.
- گبر میگوید میان آن سقر ** چه غمم بودی گرم کردی نظر
- Çünkü o bakış, bütün eziyetleri tatlılaştırır; büyücülerin el ve ayaklarının kan diyetidir o bakış.
- کان نظر شیرین کنندهی رنجهاست ** ساحران را خونبهای دست و پاست
- Firavun, büyücüleri öldüreceği zaman onlar, "Zararı yok.. Biz, Tanrımıza döneriz" dediler, bunun tefsiri
- تفسیر گفتن ساحران فرعون را در وقت سیاست با او کی لا ضیر انا الی ربنا منقلبون
- Gökyüzü "Zararı yok" sesini duydu. Gökyüzü, sanki o savlıcana bir top kesildi. 4120
- نعرهی لا ضیر بشنید آسمان ** چرخ گویی شد پی آن صولجان
- Firavun'un vuruşu bize zarar vermez ki dediler, Tanrı'nın lütfu, başkalarının kahrından üstündür.
- ضربت فرعون ما را نیست ضیر ** لطف حق غالب بود بر قهر غیر
- Ey insanları azgınlık, sapıklık yoluna süren, sırrımızı bilsen a can gözü kör herif, anlarsın ki biz kendimizi kurtarıyoruz.
- گر بدانی سر ما را ای مضل ** میرهانیمان ز رنج ای کوردل
- Kendine gel de bu yana yanaş, bu erganunun "Keşke kavmim, rabbim beni ne yüzden yarlıgadı, bilselerdi" sesini dinle.
- هین بیا زین سو ببین کین ارغنون ** میزند یا لیت قومی یعلمون
- Tanrı ihsanı, bize bir Firavunluk verdi ki senin Firavunluğun kaç para eder, senin saltanatın geçici.
- داد ما را داد حق فرعونیی ** نه چو فرعونیت و ملکت فانیی