- Sen şu pis hırkayı terk edersen Nil ırmağını can nilinde gark edersin.
- گر تو ترک این نجس خرقه کنی ** نیل را در نیل جان غرقه کنی
- A Firavun, kendine gel de Mısır'dan el çek. Can Mısır'ının içinde yüzlerce Mısır var.
- هین بدار از مصر ای فرعون دست ** در میان مصر جان صد مصر هست
- Sen, halka "Ben rabbinizim" deyip durursun ama bu iki sözden de gafilsin.
- تو انا رب همیگویی به عام ** غافل از ماهیت این هر دو نام
- Rab olan rablık ettiği kişiden nasıl titrer? Ben demeyi bilen, nasıl olur da cisim ve can bağına bağlı kalır?
- رب بر مربوب کی لرزان بود ** کی انادان بند جسم و جان بود
- İşte bak, buracıkta bizler ben diyoruz, çünkü benlikten kurtulduk; zahmetlerle, belâlarla dolu benlikten halâs olduk. 4130
- نک انا ماییم رسته از انا ** از انای پر بلای پر عنا
- A köpek, o benlik sana kutlu gelmedi. Fakat bizce mühürlenmiş bir devlet oldu.
- آن انایی بر تو ای سگ شوم بود ** در حق ما دولت محتوم بود
- Bu benlik, sana kin gütmeseydi bize böyle güzel bir ikbal, bir devlet olur muydu?
- گر نبودیت این انایی کینهکش ** کی زدی بر ما چنین اقبال خوش
- Yokluk yurdundan kurtuluyoruz, buna şükrane olarak şu darağacının başında sana bir öğüt verelim:
- شکر آنک از دار فانی میرهیم ** بر سر این دار پندت میدهیم
- Bizim ölüm darağacımız, göç burakıdır. Senin saltanat yurdunsa gururdan, gafletten ibarettir.
- دار قتل ما براق رحلتست ** دار ملک تو غرور و غفلتست
- Bu yaşayış, ölüm suretinde gizlidir. O ölümse yaşayış kabuğunda gizli. 4135
- این حیاتی خفیه در نقش ممات ** وان مماتی خفیه در قشر حیات