- O kaçmada, benlikse peşine düşmüş. Onu, onsuz gördüğünden ardını bırakmamakta, koşup durmakta.
- کو گریزان و انایی در پیش ** میدود چون دید وی را بی ویش
- Sen, onu istedikçe o, seni istemez. Fakat öldün mü istediğini elde edersin.
- طالب اویی نگردد طالبت ** چون بمردی طالبت شد مطلبت
- Diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı? Sen istedikçe istediğin seni arar mı?
- زندهای کی مردهشو شوید ترا ** طالبی کی مطلبت جوید ترا
- Bu bahiste akıl, yol gösterici olsaydı Fahr-i Razı, din sırrını bilirdi.
- اندرین بحث ار خرده رهبین بدی ** فخر رازی رازدان دین بدی
- Fakat "Tatmıyan bilmez." Onun için onun aklı ve kurduğu hayaller de, ancak hayretini artırdı. 4145
- لیک چون من لمن یذق لم یدر بود ** عقل و تخییلات او حیرت فزود
- Bu ben, nerde düşünceyle açılacak, bulunacak? O ben, yokluktan sonra açılır, bulunur.
- کی شود کشف از تفکر این انا ** آن انا مکشوف شد بعد از فنا
- Bu akıllar, araştırma yüzünden ittihat ve hulul uçurumuna düşer.
- میفتد این عقلها در افتقاد ** در مغا کی حلول و اتحاد
- Ey yakınlaşma yüzünden yokluğa erişmiş, yıldız gibi güneş nurlarına dalmış olan Eyaz!
- ای ایاز گشته فانی ز اقتراب ** همچو اختر در شعاع آفتاب
- Hattâ ittihat ve hululle değil de meni gibi beden haline gelmiş olan dost!
- بلک چون نطفه مبدل تو به تن ** نه از حلول و اتحادی مفتتن
- Ey af etmeyi sandığına almış, kendine mal edinmiş zat, affet. Sen lûtufta en ileri gidensin. Bütün lütuf edenler, senin ardındadır. 4150
- عفو کن ای عفو در صندوق تو ** سابق لطفی همه مسبوق تو