English    Türkçe    فارسی   

5
4161-4170

  • Çünkü bu yurt, benim malımdan, mülkümden bomboş, burada benim hiçbir şeyim yok. Evde kuru, yaş, ne varsa benim değil.
  • چون ز رخت من تهی گشت این وطن  ** تر و خشک خانه نبود آن من 
  • Duamı su gibi akıttın, sebatını da bağışla ve o duayı kabul et.
  • هم دعا از من روان کردی چو آب  ** هم نباتش بخش و دارش مستجاب 
  • Önce bana duayı ilham eden sensin, sonunda duamı da sen kabul et.
  • هم تو بودی اول آرنده‌ی دعا  ** هم تو باش آخر اجابت را رجا 
  • Kabul et de o âlem padişahı suçluların suçunu bu kulu için af etti diyeyim.
  • تا زنم من لاف کان شاه جهان  ** بهر بنده عفو کرد از مجرمان 
  • Ben kendimi beğenmekteydim, baştanbaşa dertten ibarettim. Padişahım, her dertliye deva verdi. 4165
  • درد بودم سر به سر من خودپسند  ** کرد شاهم داروی هر دردمند 
  • Cehennemliktim, kötülüklerle, serlerle doluydum. Onun ihsan eli beni bir kevser haline getirdi.
  • دوزخی بودم پر از شور و شری  ** کرد دست فضل اویم کوثری 
  • Cehennem kimi yakar, yandınrsa ben o yanan şeyleri cesette tekrar çıkarır, bitiririm.
  • هر که را سوزید دوزخ در قود  ** من برویانم دگر بار از جسد 
  • Kevserin işi nedir? Her yanan, onun vasıtasiyle biter, yenilenir.
  • کار کوثر چیست که هر سوخته  ** گردد از وی نابت و اندوخته 
  • Kevser, katra katta keremlerini ilân eder; cehennemin yaktığı şeyleri ben yine yerine getiririm der.
  • قطره قطره او منادی کرم  ** کانچ دوزخ سوخت من باز آورم 
  • Cehennem, güz mevsiminin soğuğuna benzer. Keserse ey gül bahçesi, bahar gibidir. 4170
  • هست دوزخ هم‌چو سرمای خزان  ** هست کوثر چون بهار ای گلستان