- Ben kendimi beğenmekteydim, baştanbaşa dertten ibarettim. Padişahım, her dertliye deva verdi. 4165
- درد بودم سر به سر من خودپسند ** کرد شاهم داروی هر دردمند
- Cehennemliktim, kötülüklerle, serlerle doluydum. Onun ihsan eli beni bir kevser haline getirdi.
- دوزخی بودم پر از شور و شری ** کرد دست فضل اویم کوثری
- Cehennem kimi yakar, yandınrsa ben o yanan şeyleri cesette tekrar çıkarır, bitiririm.
- هر که را سوزید دوزخ در قود ** من برویانم دگر بار از جسد
- Kevserin işi nedir? Her yanan, onun vasıtasiyle biter, yenilenir.
- کار کوثر چیست که هر سوخته ** گردد از وی نابت و اندوخته
- Kevser, katra katta keremlerini ilân eder; cehennemin yaktığı şeyleri ben yine yerine getiririm der.
- قطره قطره او منادی کرم ** کانچ دوزخ سوخت من باز آورم
- Cehennem, güz mevsiminin soğuğuna benzer. Keserse ey gül bahçesi, bahar gibidir. 4170
- هست دوزخ همچو سرمای خزان ** هست کوثر چون بهار ای گلستان
- Cehennem, ölüme, mezar toprağına benzer. Kevserse sur üfürülmesi gibidir.
- هست دوزخ همچو مرگ و خاک گور ** هست کوثر بر مثال نفخ صور
- Ey cehennemde bedenleri yananlar, Tanrı keremi, sizi kevsere çağırmadadır.
- ای ز دوزخ سوخته اجسامتان ** سوی کوثر میکشد اکرامتان
- Ey daima faal olan diri Tanrı, lütfen "halkı, benden faydalansınlar diye yarattım;
- چون خلقت الخلق کی یربح علی ** لطف تو فرمود ای قیوم حی
- Ben onlardan faydalanayım diye değil" buyurmuştur. Bu, senin cömertliğindir; bütün noksanlar, o cömertlikle düzelir.
- لالان اربح علیهم جود تست ** که شود زو جمله ناقصها درست