- Tanrı, bana beş yüz ağız verseydi de ey can ve ey cihan, seni anlatsaydım.
- گر خدا دادی مرا پانصد دهان ** گفتمی شرح تو ای جان و جهان
- Halbuki bir ağzım var, o da ey sırları bilen Tanrı, senden utancından kırık dökük!
- یک دهان دارم من آن هم منکسر ** در خجالت از تو ای دانای سر
- Fakat yokluktan daha kırık dökük olmam ya.. Bunca ümmetler, onun ağzından zuhur etti.
- منکسرتر خود نباشم از عدم ** کز دهانش آمدستند این امم
- Yüzlerce gayb eserleri, Tanrı'nın lütuf ve ihsa-niyle yokluktan dışarı çıkmayı beklemede.
- صد هزار آثار غیبی منتظر ** کز عدم بیرون جهد با لطف و بر
- Ey keremine kurban olduğum Tanrı, başım, senin havanla dönmede. 4215
- از تقاضای تو میگردد سرم ** ای ببرده من به پیش آن کرم
- Sana rağbetimiz, senin dileğinle oluyor. Nerde bir yol yürüyen varsa onu Tanrı cezbesi çekmektedir.
- رغبت ما از تقاضای توست ** جذبهی حقست هر جا رهروست
- Hiç yel olmadan toprak havaya kalkar mı? Hiç deniz olmadan bir gemi, denize ayak atabilir mi?
- خاک بیبادی به بالا بر جهد ** کشتی بیبحر پا در ره نهد
- Abıhayat önünde kimse ölmez.. Halbuki abıhayat, senin suyunun yanında bir tortudan ibarettir.
- پیش آب زندگانی کس نمرد ** پیش آبت آب حیوانست درد
- Abıhayat, can kıblesidir. Dostlar, bağlar, bahçeler, suyla yeşerir, güler.
- آب حیوان قبلهی جان دوستان ** ز آب باشد سبز و خندان بوستان
- Ölümü içenler, onun aşkiyle dirildiler; gönüllerini candan da çekmişlerdir, abıhayattan da. 4220
- مرگ آشامان ز عشقش زندهاند ** دل ز جان و آب جان بر کندهاند