- Aşkının suyu mademki bize el verdi, abıhayatını bizce hiçbir değeri yok artık
- آب عشق تو چو ما را دست داد ** آب حیوان شد به پیش ما کساد
- Her can, abıhayattan diridir. Fakat abıhayatın suyu da sensin.
- ز آب حیوان هست هر جان را نوی ** لیک آب آب حیوانی توی
- Her an bana bir ölüm, bir haşir verdin de o keremin neler yaptığını gördüm.
- هر دمی مرگی و حشری دادیم ** تا بدیدم دست برد آن کرم
- Senin yeniden dirilteceğine güvenim var; o yüzden bu ölüm, bana uyku gibi görünmede ey Tanrı.
- همچو خفتن گشت این مردن مرا ** ز اعتماد بعث کردن ای خدا
- Her an yedi denize de serap olsa ey suyun suyu, sen onu kulağından tutar, getirirsin. 4225
- هفت دریا هر دم ار گردد سراب ** گوش گیری آوریش ای آب آب
- Akıl, ecelden titrer durur, halbuki aşk, neşe içindedir. Taş, toprak parçası gibi yağmurdan korkar mı hiç?
- عقل لرزان از اجل وان عشق شوخ ** سنگ کی ترسد ز باران چون کلوخ
- Bu cilt, Mesnevi'nin beşinci cildidir. Can göğünün burçlarındaki yıldızlara benzer.
- از صحاف مثنوی این پنجمست ** بر بروج چرخ جان چون انجمست
- Yıldızları tanıyan gemiciden başkasının duyguları, yıldızla yol bulamaz.
- ره نیابد از ستاره هر حواس ** جز که کشتیبان استارهشناس
- Başkaları, yıldızları ancak seyrederler, ne kutlularından haberleri vardır, ne kırandan.
- جز نظاره نیست قسم دیگران ** از سعودش غافلند و از قران
- Geceleri tâ sabahlara kadar böyle şeytanları yakıp yandıran yıldızlarla aşinalık et. 4230
- آشنایی گیر شبها تا به روز ** با چنین استارهای دیوسوز