- Senin yeniden dirilteceğine güvenim var; o yüzden bu ölüm, bana uyku gibi görünmede ey Tanrı.
- همچو خفتن گشت این مردن مرا ** ز اعتماد بعث کردن ای خدا
- Her an yedi denize de serap olsa ey suyun suyu, sen onu kulağından tutar, getirirsin. 4225
- هفت دریا هر دم ار گردد سراب ** گوش گیری آوریش ای آب آب
- Akıl, ecelden titrer durur, halbuki aşk, neşe içindedir. Taş, toprak parçası gibi yağmurdan korkar mı hiç?
- عقل لرزان از اجل وان عشق شوخ ** سنگ کی ترسد ز باران چون کلوخ
- Bu cilt, Mesnevi'nin beşinci cildidir. Can göğünün burçlarındaki yıldızlara benzer.
- از صحاف مثنوی این پنجمست ** بر بروج چرخ جان چون انجمست
- Yıldızları tanıyan gemiciden başkasının duyguları, yıldızla yol bulamaz.
- ره نیابد از ستاره هر حواس ** جز که کشتیبان استارهشناس
- Başkaları, yıldızları ancak seyrederler, ne kutlularından haberleri vardır, ne kırandan.
- جز نظاره نیست قسم دیگران ** از سعودش غافلند و از قران
- Geceleri tâ sabahlara kadar böyle şeytanları yakıp yandıran yıldızlarla aşinalık et. 4230
- آشنایی گیر شبها تا به روز ** با چنین استارهای دیوسوز
- Her biri, kötü zanna kapılmış Şeytanı defetmek için gök kalesinden âdeta neft atmaktadır.
- هر یکی در دفع دیو بدگمان ** هست نفطانداز قلعهی آسمان
- Yıldızlar, Şeytana akrep gibidirler, fakat müşteriye en yakın bir dosttur onlar.
- اختر ار با دیو همچون عقربست ** مشتری را او ولی الاقربست
- Yay, okla Şeytanı oklar, bir yere mıhlarsa ekinleri, meyvaları sulamak için kova, suyla dolu.
- قوس اگر از تیر دوزد دیو را ** دلو پر آبست زرع و میو را