English    Türkçe    فارسی   

5
427-436

  • Kim suya atılıyorsa derhal kendisini ateş içinde buluyordu.
  • Kim sağ yana gidiyor, o güzelim suya dalıyorsa sol taraftaki ateş içinden baş göstermedeydi.
  • Sol yandaki ateşe dalansa sağ yandan çıkmaktaydı.
  • Bunun sırrını pek az kişi anlıyor, hasılı o ateşe pek az kişi atlıyordu. 430
  • Ancak başına devlet saçısı saçılan, suyu bırakıp ateşe kaçıyordu.
  • Halk eldeki hazır zevki mabut edinmiştir. Hulâsa halk, bu oyunu kaybetmiş, bu oyunda zarar girmiştir.
  • Bölük, bölük saf, saf hırslarına uyanlar, ateşten çekinmede, suya kaçmada.
  • Fakat suya dalan, ateşten baş göstermede. Ey hakikatten haberi olmayan, ibret al, ibret!
  • Ateş, ey bön ahmaklar, ben ateş değilim, makbul bir kaynağım. 435
  • A gözsüzler sizin gözünüzü bağlamışlar. Bana gelin, kıvılcımlarımdan kaçmayın.