English    Türkçe    فارسی   

5
429-438

  • Sol yandaki ateşe dalansa sağ yandan çıkmaktaydı.
  • وانک شد سوی شمال آتشین  ** سر برون می‌کرد از سوی یمین 
  • Bunun sırrını pek az kişi anlıyor, hasılı o ateşe pek az kişi atlıyordu. 430
  • کم کسی بر سر این مضمر زدی  ** لاجرم کم کس در آن آتش شدی 
  • Ancak başına devlet saçısı saçılan, suyu bırakıp ateşe kaçıyordu.
  • جز کسی که بر سرش اقبال ریخت  ** کو رها کرد آب و در آتش گریخت 
  • Halk eldeki hazır zevki mabut edinmiştir. Hulâsa halk, bu oyunu kaybetmiş, bu oyunda zarar girmiştir.
  • کرده ذوق نقد را معبود خلق  ** لاجرم زین لعب مغبون بود خلق 
  • Bölük, bölük saf, saf hırslarına uyanlar, ateşten çekinmede, suya kaçmada.
  • جوق‌جوق وصف صف از حرص و شتاب  ** محترز ز آتش گریزان سوی آب 
  • Fakat suya dalan, ateşten baş göstermede. Ey hakikatten haberi olmayan, ibret al, ibret!
  • لاجرم ز آتش برآوردند سر  ** اعتبارالاعتبار ای بی‌خبر 
  • Ateş, ey bön ahmaklar, ben ateş değilim, makbul bir kaynağım. 435
  • بانگ می‌زد آتش ای گیجان گول  ** من نیم آتش منم چشمه‌ی قبول 
  • A gözsüzler sizin gözünüzü bağlamışlar. Bana gelin, kıvılcımlarımdan kaçmayın.
  • چشم‌بندی کرده‌اند ای بی‌نظر  ** در من آی و هیچ مگریز از شرر 
  • Ey Halil burada ne kıvılcım vardır, ne duman. Bu görünen şey, ancak Nemrud’un büyüsü, hilesi demekteydi.
  • ای خلیل اینجا شرار و دود نیست  ** جز که سحر و خدعه‌ی نمرود نیست 
  • Sen de Halil gibi akıllıysan ateş senin soyundur, sen bir pervanesin.
  • چون خلیل حق اگر فرزانه‌ای  ** آتش آب تست و تو پروانه‌ای