- İllallah kalır, hepsi gider. Neşelen, sevin ey ikiliği yakıp yandıran şiddetli aşk! 590
- ماند الا الله باقی جمله رفت ** شاد باش ای عشق شرکتسوز زفت
- Zaten evvelkiler de oydu, sonrakiler de. İkilik ancak şaşı gözün bir görüşüdür, bunu böyle gör.
- خود همو بود آخرین و اولین ** شرک جز از دیدهی احول مبین
- Ne şaşılacak şey! Hiç onun aksinden başka bir güzel olur mu? Beden, ancak canla hareket edebilir.
- ای عجب حسنی بود جز عکس آن ** نیست تن را جنبشی از غیر جان
- Canı olmayan bedeni istersen yağla, balla beslemeye kalk, yine beyhudedir.
- آن تنی را که بود در جان خلل ** خوش نگردد گر بگیری در عسل
- Bunu, bir günceğiz olsun dirilip bu canlar canının elindeki kadehi alan, o şarabı içen bilir.
- این کسی داند که روزی زنده بود ** از کف این جان جان جامی ربود
- Fakat gözü, o yüzleri göremeyene şu duman, can görünür. 595
- وانک چشم او ندیدست آن رخان ** پیش او جانست این تف دخان
- Abdülaziz oğlu Ömer’i görmediğinden Haccac onca adalet sahibidir.
- چون ندید او عمر عبدالعزیز ** پیش او عادل بود حجاج نیز
- O, Musa’nın ejderhasını görmemiştir de büyücülerin iplerinde can var sanır.
- چون ندید او مار موسی را ثبات ** در حبال سحر پندارد حیات
- Arı duru suyu içmeyen kuş, kara su içinde kanat çırpıp durur.
- مرغ کو ناخورده است آب زلال ** اندر آب شور دارد پر و بال
- Zıt olmadıkça zıttı tanınamaz. Yara görülünce onulmaya başlanır.
- جز به ضد ضد را همی نتوان شناخت ** چون ببیند زخم بشناسد نواخت