- İşte onun için o her şeyi bilen peygamber, “Kim ölür bedenini terk ederse,
- زین بفرمودست آن آگه رسول ** که هر آنک مرد و کرد از تن نزول
- Öldüğünden, göçtüğünden dolayı hasrete düşmez. Ancak taksiratından, fırsatı fevt ettiğinden hasrete düşer. 605
- نبود او را حسرت نقلان و موت ** لیک باشد حسرت تقصیر و فوت
- Ölen keşke maksadıma bundan önce erişseydim diye diler.
- هر که میرد خود تمنی باشدش ** که بدی زین پیش نقل مقصدش
- Kötüyse, önce ölseydi kötülüğü daha az olurdu. İyiyse, iyilik yurduna daha önce gelirdi.
- گر بود بد تا بدی کمتر بدی ** ور تقی تا خانه زوتر آمدی
- Kötü, haberim yokmuş, ben an be an önümdeki perdeleri arttırıp duruyormuşum.
- گوید آن بد بیخبر میبودهام ** دم به دم من پرده میافزودهام
- Bundan önce buraya göçseydim bu perdem, daha az olurdu der” buyurmuştur.
- گر ازین زودتر مرا معبر بدی ** این حجاب و پردهام کمتر بدی
- Hırsa düşüp kanaat yüzünü az yırt. Ululanıp aşağılanma yüzünü az incit. 610
- از حریصی کم دران روی قنوع ** وز تکبر کم دران چهرهی خشوع
- Hasisliğinden cömertlik yüzünü, Şeytanlığından secdenin güzelim cemalini az parala.
- همچنین از بخل کم در روی جود ** وز بلیسی چهرهی خوب سجود
- O cenneti bezeyen kanatları yolma. O yolları kaplayan kanatları koparma.
- بر مکن آن پر خلد آرای را ** بر مکن آن پر رهپیمای را
- Tavus kuşu, bu öğüdü duyunca ona baktı. Sonra da zari, zari ağlamaya koyuldu.
- چون شنید این پند در وی بنگریست ** بعد از آن در نوحه آمد میگریست