- Harut’la Marut gibi. O iki temiz melek de bu alemde korkunç bir kuyuda mahpusturlar. 620
- همچو هاروت و چو ماروت آن دو پاک ** بستهاند اینجا به چاه سهمناک
- Aşağılık şehvet alemine düştüler de suçları yüzünden bu kuyuda bağlana kaldılar.
- عالم سفلی و شهوانی درند ** اندرین چه گشتهاند از جرمبند
- İyilerle kötüler büyüyü ve büyüyü bozan şeyleri bu iki melekten öğrenirler.
- سحر و ضد سحر را بیاختیار ** زین دو آموزند نیکان و شرار
- Fakat önce kendine gel, büyüyü öğrenme vazgeç bu sevdadan.
- لیک اول پند بدهندش که هین ** سحر را از ما میاموز و مچین
- Biz bu büyüyü seni belaya uğratmak ve sınamak için öğretiriz diye öğüt verirler.
- ما بیاموزیم این سحر ای فلان ** از برای ابتلا و امتحان
- Sınamada şart ihtiyar sahibi olmaktır. Kudret elde olmadıkça da ihtiyar olamaz. 625
- که امتحان را شرط باشد اختیار ** اختیاری نبودت بیاقتدار
- İstekler uyumuş köpeklere benzer. Onlardaki hayır ve şer de gizlidir.
- میلها همچون سگان خفتهاند ** اندریشان خیر و شر بنهفتهاند
- Kudretleri olmadığı için bunlar, yere yatmış odun parçaları gibi yatakalmışlardır.
- چونک قدرت نیست خفتند این رده ** همچو هیزمپارهها و تنزده
- Fakat aralarına pis bir şey atıldı mı adeta köpeklere hırs surunu üfürür.
- تا که مرداری در آید در میان ** نفخ صور حرص کوبد بر سگان
- O sokakta bir eşek düşüp öldü mü uyuyan yüzlerce köpek uyanır.
- چون در آن کوچه خری مردار شد ** صد سگ خفته بدان بیدار شد