- Bir kuşcağız kurt avlıyordu kedi fırsat bulup onu kapıverdi.
- مرغکی اندر شکار کرم بود ** گربه فرصت یافت او را در ربود
- Yiyordu, yeniyordu, fakat kendisi avlanırken başka bir avcıdan haberi bile yoktu. 720
- آکل و ماکول بود و بیخبر ** در شکار خود ز صیادی دگر
- Hırsız, bir kumaşı çalmaktadır ama şahne de, hırsızın düşmanları ile beraber ardındadır.
- دزد گرچه در شکار کالهایست ** شحنه با خصمانش در دنبالهایست
- Hırsızın aklı, pılı pırtıda, kilitte ve kapıdadır. Şahneden ve seher çağından ah edeceğinden gafildir.
- عقل او مشغول رخت و قفل و در ** غافل از شحنهست و از آه سحر
- Sevdasına öyle dalmıştır ki kendisini arayandan haberi bile yoktur.
- او چنان غرقست در سودای خود ** غافلست از طالب و جویای خود
- Bir ot, arı duru bir suyu içti mi derhal bir hayvan gelir, onu otlar yer.
- گر حشیش آب و هوایی میخورد ** معدهی حیوانش در پی میچرد
- O ot, hem yer, hem yenir. Tanrı’dan her varlık böyledir işte. 725
- آکل و ماکول آمد آن گیاه ** همچنین هر هستیی غیر اله
- Tanrı “Sizi doyurur, fakat kendi yemek yemez” Tanrı ne yenir ne yer. O, et ve deri değildir.
- و هو یطعمکم و لا یطعم چو اوست ** نیست حق ماکول و آکل لحم و پوست
- Yiyen ve yenilen, pusuya gizlenmiş bulunan bir yiyiciden nasıl emin olabilir?
- آکل و ماکول کی ایمن بود ** ز آکلی که اندر کمین ساکن بود
- Yenen şeylerin emin olması, sonunda yas ve matem verir. Yürü, yemeyen içmeyen Tanrı’nın tapısına git.
- امن ماکولان جذوب ماتمست ** رو بدان درگاه کو لا یطعم است