- Avcılık hırsı, insanı kendi avlanacağından gafil kılar. Erlik gösterir ama yüreksizdir.
- حرص صیادی ز صیدی مغفلست ** دلبریی میکند او بیدلست
- İstekte bir kuştan aşağı olma. Serçe kuşu bile önüne ardına bakınır.
- تو کم از مرغی مباش اندر نشید ** بین ایدی خلف عصفوری بدید
- Yemin bulunduğu yere geldi mi önüne ardına kaç kere dolanır.
- چون به نزد دانه آید پیش و پس ** چند گرداند سر و رو آن نفس
- Acaba der, önümde ardımda bir avcı var mı? Varsa onun korkusu ile şu lokmadan el çekmem gerek. 755
- کای عجب پیش و پسم صیاد هست ** تا کشم از بیم او زین لقمه دست
- Kötülerin hikayelerini gör, hallerine bak. Eşinin dostunun ölümlerinden ibret al.
- تو ببین پس قصهی فجار را ** پیش بنگر مرگ یار و جار را
- Onları silahsız, pusatsız nasıl helak etti? Bir bak. O, herhalde senin yanındadır.
- که هلاکت دادشان بیآلتی ** او قرین تست در هر حالتی
- Tanrı işkence yapar ama gürzle elle değil. Bil ki Tanrı, elsiz hüküm sürer, ferman yürütür.
- حق شکنجه کرد و گرز و دست نیست ** پس بدان بیدست حق داورکنیست
- Tanrı varsa hani, nerede? Diyen işkenceye uğradı mı vardır, odur diye ikrar eder.
- آنک میگفتی اگر حق هست کو ** در شکنجه او مقر میشد که هو
- Tanrı varlığı şaşılacak bir şey, akıldan uzak diyen, gözyaşları döker de ey bana benden yakın Tanrı diye yalvarmaya koyulur. 760
- آنک میگفت این بعیدست و عجیب ** اشک میراند و همی گفت ای قریب
- Tuzaktan kaçmak vaciptir, fakat senin tuzağın kanadına yapışıktır.
- چون فرار از دام واجب دیده است ** دام تو خود بر پرت چفسیده است