English    Türkçe    فارسی   

5
758-767

  • Tanrı işkence yapar ama gürzle elle değil. Bil ki Tanrı, elsiz hüküm sürer, ferman yürütür.
  • حق شکنجه کرد و گرز و دست نیست  ** پس بدان بی‌دست حق داورکنیست 
  • Tanrı varsa hani, nerede? Diyen işkenceye uğradı mı vardır, odur diye ikrar eder.
  • آنک می‌گفتی اگر حق هست کو  ** در شکنجه او مقر می‌شد که هو 
  • Tanrı varlığı şaşılacak bir şey, akıldan uzak diyen, gözyaşları döker de ey bana benden yakın Tanrı diye yalvarmaya koyulur. 760
  • آنک می‌گفت این بعیدست و عجیب  ** اشک می‌راند و همی گفت ای قریب 
  • Tuzaktan kaçmak vaciptir, fakat senin tuzağın kanadına yapışıktır.
  • چون فرار از دام واجب دیده است  ** دام تو خود بر پرت چفسیده است 
  • İşte onun için ben, bu menhus tuzağın mıhını çekip çıkarıyorum; murada erişmek için dilimi, damağımı acıtmamak istiyorum.
  • بر کنم من میخ این منحوس دام  ** از پی کامی نباشم طلخ‌کام 
  • Bu sözü, senin aklına uygun söyledim. Anla da arayıp taramadan yüz çevirme.
  • درخور عقل تو گفتم این جواب  ** فهم کن وز جست و جو رو بر متاب 
  • Hırs ve hasetten ibaret olan şu bağı çöz. Ebuleheb’in karısının boynundaki hurma ipini düşün.
  • بسکل این حبلی که حرص است و حسد  ** یاد کن فی جیدها حبل مسد 
  • Halil aleyhisselamın kuzgunu öldürmesindeki sebep. Bunun müridi helak eden kötü sıfatlardan hangisinin giderilmesine işaret olduğu
  • صفت کشتن خلیل علیه‌السلام زاغ را کی آن اشارت به قمع کدام صفت بود از صفات مذمومه‌ی مهلکه در مرید 
  • Ne bu sözün sonu vardır, ne de bu söz bitip tükenir. Ey Tanrı Halil’i, kuzgunu neden öldürdün? 765
  • این سخن را نیست پایان و فراغ  ** ای خلیل حق چرا کشتی تو زاغ 
  • Buyruğa uydun doğru. Fakat bu buyruğun hikmeti neydi? Onun sırlarından birazcığını göstermek gerek.
  • بهر فرمان حکمت فرمان چه بود  ** اندکی ز اسرار آن باید نمود 
  • Kara kuzgunun gaa diye bağırması, dünyada daima uzun bir ömür istemesindendir.
  • کاغ کاغ و نعره‌ی زاغ سیاه  ** دایما باشد به دنیا عمرخواه