English    Türkçe    فارسی   

5
784-793

  • Ey şaşırmış cana rehberlik eden, ey yolunu sapıtmışı peygamber yapan!
  • ای که جان خیره را رهبر کنی  ** وی که بی‌ره را تو پیغمبر کنی 
  • Yeryüzünün bir cüzünü gök yaparsın. Yeryüzünün neşesini yıldızlarla artırırsın. 785
  • می‌کنی جزو زمین را آسمان  ** می‌فزایی در زمین از اختران 
  • Kim bu alemden bir abıhayat elde ederse ölüm, ona başkalarından daha çabuk gelir çatar.
  • هر که سازد زین جهان آب حیات  ** زوترش از دیگران آید ممات 
  • Kâinata bakan gönül gözü, görür ki burada daima yeniden yeniye bozulup düzelen şeyler var.
  • دیده‌ی دل کو به گردون بنگریست  ** دید که اینجا هر دمی میناگریست 
  • Şu ten hırkasının iğnesiz, ipliksiz dikilmesinden ve bakırı altın yapan iksirden başka bir şey değildir.
  • قلب اعیانست و اکسیری محیط  ** ایتلاف خرقه‌ی تن بی‌مخیط 
  • Sen, var olduğun gün, ya ateştin, ya yel, yahut da toprak.
  • تو از آن روزی که در هست آمدی  ** آتشی یا بادی یا خاکی بدی 
  • Eğer o halde ebediyen kalman mümkün olsaydı hiç sana bu yücelik nasip olur muydu? 790
  • گر بر آن حالت ترا بودی بقا  ** کی رسیدی مر ترا این ارتقا 
  • Tanrı seni değiştirdi. Önceki varlığın kalmadı. Onun yerine sana daha iyi varlık verdi.
  • از مبدل هستی اول نماند  ** هستی بهتر به جای آن نشاند 
  • Böylece yüz binlerce varlığa büründün ki daima ikinci varlık, ilkinden iyidir.
  • هم‌چنین تا صد هزاران هستها  ** بعد یکدیگر دوم به ز ابتدا 
  • Bunları değiştiren Tanrı’dan gör de vasıtaları bırak. Çünkü vasıtalara kapıldın da aslından uzaklaştın.
  • از مبدل بین وسایط را بمان  ** کز وسایط دور گردی ز اصل آن