- Şaşkınlığın, her şeyi sebepten bilmendendir. Halbuki hayret, sana o tapıya yol açar. 795
- از سببدانی شود کم حیرتت ** حیرت تو ره دهد در حضرتت
- Bu varlıkları yokluklardan buldun. Öyleyse neden yokluktan yüz çevirdin?
- این بقاها از فناها یافتی ** از فنااش رو چرا برتافتی
- O yokluktan ne ziyana uğradın ki varlığa yapıştın a yer faresi!
- زان فناها چه زیان بودت که تا ** بر بقا چفسیدهای ای نافقا
- Madem ki ikinci evvelkinden daha iyidir, yokluğu ara, insanı halden hale değiştirene tap.
- چون دوم از اولینت بهترست ** پس فنا جو و مبدل را پرست
- A inatçı, varlığa düştüğün demden beri şimdiye kadar her lahza yüz binlerce haşir gördün.
- صد هزاران حشر دیدی ای عنود ** تاکنون هر لحظه از بدو وجود
- Haberin yokken cemad aleminden yetişip gelişen nebat alemine geldin. Nebat aleminden de hayat ve iptila alemine düştün. 800
- از جماد بیخبر سوی نما ** وز نما سوی حیات و ابتلا
- Sonra tekrar güzelim akıl ve temyiz alemine gider, bu beş duyguyla altı cihet aleminden kurtulursun.
- باز سوی عقل و تمییزات خوش ** باز سوی خارج این پنج و شش
- Bu ayak izleri, deniz kıyısına kadar gider. Sonra deniz içinde ayak izleri yok olur biter.
- تا لب بحر این نشان پایهاست ** پس نشان پا درون بحر لاست
- Çünkü kuruluk menzillerinde ihtiyat için köyler vardır, yurtlar vardır, konaklar vardır.
- زانک منزلهای خشکی ز احتیاط ** هست دهها و وطنها و رباط
- Deniz konakları da durup dinlenmeyen, sahası ve tavanı olmayan dalgalanmalardır.
- باز منزلهای دریا در وقوف ** وقت موج و حبس بیعرصه و سقوف