- Padişah bana Ebubekir adlı birisini getirmezseniz canınızı kurtaramazsınız. 850
- گفت نرهانید از من جان خویش ** تا نیاریدم ابوبکری به پیش
- Şehrinizden Ebubekir adlı birini bana armağan olarak sunmazsanız,
- تا مرا بوبکر نام از شهرتان ** هدیه نارید ای رمیده امتان
- Size kötülük eder, sizi ekin gibi keser biçerim. Ne vergi alırım, ne afsun dinlerim dedi.
- بدرومتان همچو کشت ای قوم دون ** نه خراج استانم و نه هم فسون
- Yoluna altın dolu bir çuval getirip, bu şehirden Ebubekir adlı birini isteme.
- بس جوال زر کشیدندش به راه ** کز چنین شهری ابوبکری مخواه
- Sebzvar’da nasıl olur da Ebubekir bulunur? Hiç dere içinde ıslanmamış toprak parçası bulunur mu? dediler.
- کی بود بوبکر اندر سبزوار ** یا کلوخ خشک اندر جویبار
- Padişah altından yüz çevirip “A mecusiler” dedi, Ebubekir adlı birisini armağan olarak getirmedikçe 855
- رو بتابید از زر و گفت ای مغان ** تا نیاریدم ابوبکر ارمغان
- Fayda yok. ben çocuk değilim ki altına, gümüşe hayran olayım.”
- هیچ سودی نیست کودک نیستم ** تا به زر و سیم حیران بیستم
- Ey zebun kişi sen de secde etmedikçe kıçınla mescidi silip süpürsen kurtulamazsın.
- تا نیاری سجده نرهی ای زبون ** گر بپیمایی تو مسجد را به کون
- Şehirliler, sağdan, soldan haberciler uçurdular. Bu yıkık yerde bir Ebubekir var mı nerede? diye aramaya koyuldular.
- منهیان انگیختند از چپ و راست ** که اندرین ویرانه بوبکری کجاست
- Üç gün üç gece koşup tozduktan sonra bir arık Ebubekir bulabildiler.
- بعد سه روز و سه شب که اشتافتند ** یک ابوبکری نزاری یافتند