English    Türkçe    فارسی   

5
870-879

  • Tanrı, ben sana, bir gönül sahibinden bakarım. Secdene, altın vermene bakmam bile demektedir. 870
  • Sen, gönlünü gönül sandın da gönül sahiplerini aramayı bıraktın.
  • Gönül öyle bir varlıktır ki bu yedi gök gibi yedi yüz tanesini oraya koysan kaybolur gider.
  • Bu çeşit gönül kırıklarına gönül deme. Sebzvar’da Ebubekir arama.
  • Gönül sahibi, altı yüzlü aynadır. Tanrı, altı cihette de o aynadan nazar eder durur.
  • Altı cihette bulunan, bu cihetlerden kurtulamayan kişiye Tanrı, o gönül sahibi vasıta olamadıkça nazar etmez. 875
  • Birisini reddederse onun için eder. Kabul ederse yine şefaatçi odur.
  • O olmadıkça Tanrı kimseye rızk vermez. İşte ben, vuslata ulaşan kişinin ahvalinden bir miktarcığını söyledim.
  • Tanrı, ihsanını onun eline kor da acınanlara onun elinden ihsanda bulunur.
  • Onun avucu ile bütünlük denizi birleşmiştir. O, neliksiz ve niteliksizdir ve tam kemal sahibidir.