- Eşek, evet dedi, söylen, mırıldan. Gariplikle çok saçma şeyler söylenebilir.
- گفت آری لاف میزن لافلاف ** در غریبی بس توان گفتن گزاف
- Ceylan dedi ki: Göbeğim, sözlerime tanıklık etmede. Öd ağacı ile ambere bile ehemmiyet vermemede.
- گفت نافم خود گواهی میدهد ** منتی بر عود و عنبر مینهد
- Fakat koku almayan, bunları nereden duyacak? Pisliğe tapan eşeğe o koku haramdır.
- لیک آن را کی شنود صاحبمشام ** بر خر سرگینپرست آن شد حرام
- Eşek, yolda eşek pisliğini koklar. Bu çeşit mahluklara miski nasıl sunabilirim?
- خر کمیز خر ببوید بر طریق ** مشک چون عرضه کنم با این فریق
- O şefaatçi peygamber, bu yüzden “İslam dünyada gariptir” remzini söylemiştir. 925
- بهر این گفت آن نبی مستجیب ** رمز الاسلام فیالدنیا غریب
- Çünkü zati, meleklerle hem dem olmakla beraber akrabaları bile ondan kaçarlar.
- زانک خویشانش هم از وی میرمند ** گرچه با ذاتش ملایک همدمند
- Halk onun suretine bakar, onu kendilerine cins sanır ama ondaki kokuyu duymaz.
- صورتش را جنس میبینند انام ** لیک از وی مینیابند آن مشام
- Öküz suretindeki aslan gibi. Onu uzaktan görürsün ama içini deşmeye kalkışma.
- همچو شیری در میان نقش گاو ** دور میبینش ولی او را مکاو
- Deşersen ten öküzünü terk et. Çünkü o aslan huylu, öküzü paralar.
- ور بکاوی ترک گاو تن بگو ** که بدرد گاو را آن شیرخو
- Öküz tabiatı, seni başından eder, hayvanlık huyu, seni hayvanlıktan ayırır. 930
- طبع گاوی از سرت بیرون کند ** خوی حیوانی ز حیوان بر کند