English    Türkçe    فارسی   

5
98-107

  • Mustafa , o belalara uğrayan utanmasın diye gizlendi.
  • Kapıyı açanı görmesinde serbestçe dışarı çıksın diyordu.
  • Ya bir şeyin ardında gizlendi, yahut da Allah eteği Mustafa’yı ondan gizledi. 100
  • Allah boyası, bazen örter, neliksiz niteliksiz Allah perdesini, bakanın önüne örüverir.
  • Bu suretle düşmanını kendi yanındayken bile göstermez. Allah kudreti, bundan da artık, bundan da üstün.
  • Mustafa onun geceki halini görüyordu. Fakat Allah fermanı,
  • Ona hatasını bildirmeden bir yol açmasına, o kötülükle bir kuyuya düşmesine mani olmaktaydı.
  • Allah hikmeti ve gökten inen emir, onun kendisini o halde görmesini istemekteydi. 105
  • Nice düşmanlıklar vardır ki dostluğa çıkar. Nice yıkılmalar vardır ki yapılmaya döner.
  • Bir herzevekil, o pis yatağı, inadına Peygamberin yanına getirdi.