English    Türkçe    فارسی   

5
989-998

  • Renk,renk camlar o nuru bize çeşit renkli göstermededir.
  • Renk,renk camlar kalmadı mı, o vakitler seni renksiz nur hayran eder. 990
  • Nuru, camsız görmeyi adet edin de cam kırılınca kör kalmayasın.
  • Öğrenilmiş, bellenmiş bilgiye kani olmuş, gözünü başkasının nuru ile aydınlatmışsın.
  • O da, o ışığı iğreti aldığını bilesin diye senden mumunu kapıverir.
  • Fakat sen şükreder, çalışıp çabalarsan gam yeme. Sana bunun gibi yüzlercesini verir.
  • Şükretmiyorsan artık kan ağla. Çünkü o güzellik kafirden ayrılmıştır. 995
  • Küfre ümmet olanların işleri borçtur. İmana ümmet olanların kalpleri temizdir, özleri halistir.
  • Şükür etmeyenden güzellikte kaybolur, hüner ve sanat da. Artık bir daha ondan bir eser bile göremez.
  • Akrabalık akraba olmayış, şükür ve sevgi, öyle bir gider ki bir daha aklına bile gelmez.