English    Türkçe    فارسی   

6
1038-1047

  • Bence o yarım akça bile etmez. Fakat pahasını bağıra çağıra sen arttırdın.
  • Sıddıyk, a ahmak diye cevap verdi, çocuk gibi bir cevize karşılık bir inci verdin.
  • Bence o iki cihana değer. Ben cana bakıyorum sen renge bakıyorsun. 1040
  • O kızıl altın, fakat şu ahmaklar yurdunda oturanların hasedi yüzünden kara görünmede.
  • Cisimlerin şu yedi rengini gören baş gözü, bu perde ardından o ruhu göremez.
  • Eğer satışta biraz daha nekeslik etseydin bütün malımı mülkümü verirdim.
  • Daha ziyade üstüne düşseydin başkalarından bir etek dolusu altın borç alır, onu da verirdim.
  • Fakat bedava buldun da ucuz verdin. Hokkayı açıp da içindeki inciyi görmedin. 1045
  • Cahilliğinden üstü kapalın okkayı verdin, yakında görürsün sen ne zarara girdin!
  • Lâl dolu hokkayı yele verdin. Zenci gibi kara yüzlü oluşuna da seviniyorsun.