- Baht sana köle elbiselerini bürünmüş de gelmişti. Fakat talihsiz gözün, zâhirden başka bir şey görmedi ki.
- بخت با جامهی غلامانه رسید ** چشم بدبختت به جز ظاهر ندید
- O sana kulluğunu gösterdi, fakat çirkin huyun onunla hileye, düzene girişti. 1050
- او نمودت بندگی خویشتن ** خوی زشتت کرد با او مکر و فن
- A herzevekil bu bedeni ak, gönlü kara köleyi puta taparcasına al bakalım.
- این سیهاسرار تناسپید را ** بتپرستانه بگیر ای ژاژخا
- Bu senin, o da benim. İkimiz kârlıyız a kâfir. Senin dinin senin, benimki benim!
- این ترا و آن مرا بردیم سود ** هین لکم دین ولی دین ای جهود
- Puta tapanların lâyığı budur zaten. Çulu atlas olur atı sopa.
- خود سزای بتپرستان این بود ** جلش اطلس اسپ او چوبین بود
- Kâfirlerin mezarı gibi dumanla ateşle doludur içi, fakat dışarısı yüzlerce nakışla, ziynetle bezenmiştir.
- همچو گور کافران پر دود و نار ** وز برون بر بسته صد نقش و نگار
- Zâlimlerim malları gibi hani. Dışarıdan güzel görünür ama hakikatte mazlûm kanıdır, vebalidir. 1055
- همچو مال ظالمان بیرون جمال ** وز درونش خون مظلوم و وبال
- Münafık gibi görünüşte orucu, namazı görünür de hakikatte otsuz, çimensiz kapkara topraktır.
- چون منافق از برون صوم و صلات ** وز درون خاک سیاه بینبات
- Gar gur edip duran boş buluta benzer. Ondan ne yeryüzünde bir fayda vardır, ne buğdaya bir kuvvet.
- همچو ابری خالیی پر قر و قر ** نه درو نفع زمین نه قوت بر
- Hileli ve yalan vâde gibi hani. Sonu rüsvaylıktır, fakat önü parlak görünür.
- همچو وعدهی مکر و گفتار دروغ ** آخرش رسوا و اول با فروغ