English    Türkçe    فارسی   

6
1085-1094

  • Ey şehirlerin ruhu, seni görünce bu güneşin sevgisi, harareti, gözümden düştü. 1085
  • Gözüm senin yüzünden yüce bir himmet sahibi oldu, artık çayırlığa, çimenliğe hor bakıyor, onları hoş görmüyor.
  • Nur aradım, kendimi nurun nuru olarak gördüm. Huri aradım, kendimi hurilerin bile kıskandıkları derecede güzel buldum.
  • Lâtif ve gümüş bedenli bir Yusuf aradım, sen de bir Yusuf’lar yurdu gördüm ben.
  • Cennet peşindeydim, arayıp duruyordum. Her cüzün, bana bir cennet göründü.
  • Bu övüşte bana nispetledir, yoksa bu övüş sana bir kınamadır, bir hicivdir. 1090
  • Hani, Allah Kelim’i Musa’ya karşı, o sâf çoban, Allah’yı övüyor.
  • Gel de bitlerini kırayım sana süt içireyim,çarığını dikeyim, önüne çevireyim diyordu ya.
  • Fakat Allah onun bu sözlerini medih, saydı; sen de merhamet eder, benim sözlerimi medih sayarsan şaşılmaz.
  • Anlayışlara acı, kusurludur onlar ey akılların, vehimlerin ötesinde olan Allah!