English    Türkçe    فارسی   

6
1140-1149

  • Birisi minareyi görür, minaredeki kuşu göremez. Minaredeki hünerli doğanı gözü alamaz. 1140
  • İkincisi, kanatlarını çırpan kuşu görür, fakat kuşun ağzındaki tüyü göremez.
  • Allah nuru ile bakansa hem kuşu görür, hem ağzındaki tüyü.
  • Öbürüne der ki: Tüyü gör tüyü. Tüyü göremedikçe düğüm açılmaz.
  • Birisi insanı nakışlarla bezenmiş balçıktan bir suret görür öbürü ilim ve amelle dolu bir balçık!
  • Beden minaredir, ilim ve ibadet kuşa benzer, onu ister üç yüz tane say ister iki tane. 1145
  • Orta görüşlü adam, yalnız kuşu görür, kuştan başka önde, artta hiçbir şey göremez.
  • Tüyse, kuşta gizli olan tüydür, kuşun canı onunla kaimdir.
  • Onun bilgisi daima canından coşar.Ne eğretidir,ne borç!
  • Hilâl hastalandı, efendisi onu hor görür, tanımazdı, hastalığını da duymadı. Mustafa aleyhisselâm’ın gönlüne doğdu.Hilâl’in hatırını sormaya,ona geçmiş olsun demeye gitti.