English    Türkçe    فارسی   

6
1152-1161

  • O ihsan sahibi ahırda tam dokuz gün yattı. Hiç kimse halini bilmiyordu.
  • Er olan, erlere padişahlar padişahı kesilen, kendisini yüzlerce akıl, bir deniz gibi kaplayan,
  • Peygambere vahiy geldi, Allah merhameti dertlilere derman oldu, iştiyakını çeken Hilâl hastadır.
  • Mustafa kadri yüce Hilâl’i görmek, ona geçmiş olsun deyip hatırını sormak için o tarafa doğru yola çıktı. 1155
  • O ay, vahiy güneşinin ardına düşmüş, sahabe de yıldızlar gibi onun ardınca gitmedeydi.
  • Ay “Sahabem yıldızlara benzer. İyilere, doğru yolu gösterirler, azgınları taşlarlar” diyordu.
  • Beye, o padişah geldi dediler. Neşesinden çılgın bir halde yerinden sıçradı.
  • O padişahlar padişahını, kendisi için gelmiş sanıp sevinçten ellerini çırptı.
  • Aşağıya inip muştucuya canlar saçıyordu âdeta. 1160
  • Yeri öptü, selâm verdi. Yüzü, sevincinden gül gibi kızarmıştı.