- Peki neden bu yaratış, altı gün sürdü; her gün de tam bin yıl kadardı?
- پس چرا شش روز آن را درکشید ** کل یوم الف عام ای مستفید
- Neden çocuk dokuz ayda yaratılmada? Çünkü padişahların âdeti bir şeyi yavaşlıkla yapmaktır. 1215
- خلقت طفل از چه اندر نه مهاست ** زانک تدریج از شعار آن شهاست
- Neden Âdem’in yaratılışı kırk sabah sürdü, yavaş yavaş o balçığı insan haline getirdi?
- خلقت آدم چرا چل صبح بود ** اندر آن گل اندکاندک میفزود
- Allah, senin gibi aceleci değildir a ham adam. Sen, şimdi sıçrayıp koştun; çocuk olduğun halde kendini şeyh göstermedesin.
- نه چو تو ای خام که اکنون تاختی ** طفلی و خود را تو شیخی ساختی
- Kabak gibi her şeyin üstüne çıktın. Nerede sen de savaşta direnecek ayak
- بر دویدی چون کدو فوق همه ** کو ترا پای جهاد و ملحمه
- Ağaçlara, duvarlara dayandın, kabak gibi yukarı çıktın a kelceğiz!
- تکیه کردی بر درختان و جدار ** بر شدی ای اقرعک هم قرعوار
- Önce bineğin, usul boylu selvidir ama sonunda kupkuru, içi boş bir hale gelirsin! 1220
- اول ار شد مرکبت سرو سهی ** لیک آخر خشک و بیمغزی تهی
- A su kabağı, yeşil rengin tez sararır, çünkü o renk iğreti bir boyadır, aslında yok ki.
- رنگ سبزت زرد شد ای قرع زود ** زانک از گلگونه بود اصلی نبود
- Bir kocakarı çirkin suratındaki kılları yolar, yüzünü boyar,kızıllaştırırdı ama bir türlü olamazdı
- داستان آن عجوزه کی روی زشت خویشتن را جندره و گلگونه میساخت و ساخته نمیشد و پذیرا نمیآمد
- Doksan yaşında bir kocakarı vardı. Yüzü bumburuşuktu, rengi safran gibi sarıydı.
- بود کمپیری نودساله کلان ** پر تشنج روی و رنگش زعفران
- Yanağı, sofra altısının baş tarafları gibi kat kattı. Fakat erkek aşkından vazgeçmemişti.
- چون سر سفره رخ او توی توی ** لیک در وی بود مانده عشق شوی