- Bu köpeklerin aşkı da alt yanlarıyla paraya, hırsları da. Kocaldıkça da bu aşkları artıyor, hele bak şu köpek soylarına!
- عشقشان و حرصشان در فرج و زر ** دم به دم چون نسل سگ بین بیشتر
- Böyle ömür cehennem sermayesi. Gazap kasaplarına salhane.
- این چنین عمری که مایهی دوزخ است ** مر قصابان غضب را مسلخ است
- Ömrün uzun olsun dediler mi hoşlanır, güler de ağzı açık kalır.
- چون بگویندش که عمر تو دراز ** میشود دلخوش دهانش از خنده باز
- Böyle bir bedduayı dua sanır. Gözünü açmaz, kafasını bir türlü kaldırmaz. 1235
- این چنین نفرین دعا پندارد او ** چشم نگشاید سری بر نارد او
- Kıl ucu kadar ahret ahvalini görseydi, böyle diyene “Senin ömrün uzun olsun” derdi.
- گر بدیدی یک سر موی از معاد ** اوش گفتی این چنین عمر تو باد
- Bir yoksulun Geylân’lı birisine “Allah seni selâmetle evine barkına kavuştursun” diye dua etmesi
- داستان آن درویش کی آن گیلانی را دعا کرد کی خدا ترا به سلامت به خان و مان باز رساناد
- Ekmeğe tapan, bir erkek bir yoksul, bir zembilli dilenci, bir gün Geylân’lı zengin birisinden
- گفت یک روزی به خواجهی گیلیی ** نان پرستی نر گدا زنبیلیی
- Ekmek alınca dedi ki: Yarabbi sen bu kulunu hoşlukla, selâmetle evine barkına kavuştur.
- چون ستد زو نان بگفت ای مستعان ** خوش به خان و مان خود بازش رسان
- Geylân’lı kızıp a çirkin herif dedi, eğer ev bark, benim gördüğüm ev barksa oraya Allah, seni kavuştursun!
- گفت خان ار آنست که من دیدهام ** حق ترا آنجا رساند ای دژم
- Aşağılık kişiler, her söz söyleyeni hor hakir bir hale getirirler. Sözü yüceyse, değerliyse bile o sözün kaderini düşürürler. 1240
- هر محدث را خسان باذل کنند ** حرفش ار عالی بود نازل کنند
- Çünkü söz, dinleyene göre söylenir; terzi kaftanı adamın boyuna göre biçer.
- زانک قدر مستمع آید نبا ** بر قد خواجه برد درزی قبا