English    Türkçe    فارسی   

6
1235-1244

  • Böyle bir bedduayı dua sanır. Gözünü açmaz, kafasını bir türlü kaldırmaz. 1235
  • Kıl ucu kadar ahret ahvalini görseydi, böyle diyene “Senin ömrün uzun olsun” derdi.
  • Bir yoksulun Geylân’lı birisine “Allah seni selâmetle evine barkına kavuştursun” diye dua etmesi
  • Ekmeğe tapan, bir erkek bir yoksul, bir zembilli dilenci, bir gün Geylân’lı zengin birisinden
  • Ekmek alınca dedi ki: Yarabbi sen bu kulunu hoşlukla, selâmetle evine barkına kavuştur.
  • Geylân’lı kızıp a çirkin herif dedi, eğer ev bark, benim gördüğüm ev barksa oraya Allah, seni kavuştursun!
  • Aşağılık kişiler, her söz söyleyeni hor hakir bir hale getirirler. Sözü yüceyse, değerliyse bile o sözün kaderini düşürürler. 1240
  • Çünkü söz, dinleyene göre söylenir; terzi kaftanı adamın boyuna göre biçer.
  • (BASLIK YOK)
  • Mademki meclisteki dinleyenler aşağılık kişiler, aşağılık söz söylemeden başka çare yok.
  • Bu sözü rehine koy da yine o kocakarının hikâyesine başla.
  • Bir insan kocaldı da bu yolda er olmadı mı adını kocakarı takıver!